Kuru İğne Tedavisi Nedir?

Kuru İğne Tedavisi; farklı uzunluklardaki çok ince akupunktur iğnesinin kas başta olmak üzere yumuşak dokulara batırılarak yapılan tedavi yöntemidir.

Kuru İğne Tedavisinde Her Hangi Bir İlaç Kullanılır Mı?

Lokal enjeksiyon ‘yaş iğne’ veya ‘kuru iğne’ tedavisi olarak iki şekilde yapılabilir. Yaş iğne tedavisinde kortikosteroid, anestetik veya botoks gibi ilaçlar içi boş delikli iğne kullanılarak vücuda enjekte edilir. Buna karşılık ‘kuru iğne’de her hangi ilaç kullanmadan akupunktur uygulamasında kullanılan iğnelerle yapılır.

Kuru İğne Tedavisi Ne İşe Yarar?

Kuru iğne tedavisi tipik olarak çeşitli kas iskelet ağrı sendromlarında kas, bağ, tendon, deri altı fasya, yara dokusu, periferik sinirlerin tedavisinde kullanılır. Kuru iğne tedavisi, uluslararası literatürler göz önüne alındığında özellikle ABD ulusal fizik tedavi dernekleri kuru iğne tanımını daraltmıştır. Tetik nokta olarak adlandırılan gergin kas bantlarına uygulanan kas içi uygulama olarak tanımlanmıştır.  Daha spesifik olarak, bu profesyonel kuruluşlar, kuru iğne tedavisini “kas içi manüel terapi” veya “tetik noktaya kuru iğne” ile eşleştirmiştir. Kuşkusuz ‘kas içi manuel terapi’ ve ‘tetik noktaya kuru iğne’ kuru iğnenin farklı uygulama yöntemleridir ama eş anlamlı olarak kullanılmamalıdır.  Randomize kontrollü çalışmalar dahil olmak literatür bilgileri, kas dokusundaki tetik noktalara ek olarak kas iskelet sisteminin her türlü ağrı ve sakatlığını azaltmak amacıyla tetik nokta olmayan bölgelere de kuru iğne tedavisi yapılmısını destekler.  

Kuru İğne Tedavisi Sadece Kas İçi Tetik Noktaya Mı Uygulanır?

Kuru iğne tedavisiyle ilgili hakemli dergide yayınlanan ilk bilimsel makalede, kuru iğne sadece tetik noktalarla sınırlandırılmamıştır. Tendon, tendon-kemik bileşke noktaları, yara izleri, ligamant, kemik gibi kas iskelet sisteminin her türlü bağ dokusuna yapılmıştır. 1977’de, Melzack ve arkadaşlarını yaptığı çalışmaya göre tetik noktaların, sinir sistemi ve kas sistemine sıkı sıkıya bağlı olduğunu ve kuru iğne tedavisiyle belirli sinirlerin veya dokuların uyarılmasının, merkezi sinir sistemine daha fazla girdi gönderdiğini ve ağrı kapılarını kapattığını göstermiştir. Daha yakın zamanda yapılmış ‘miyofasiyal ağrı sendromu tedavisi’ başlıklı çalışmaya göre, koni şeklinde hızlı hızlı kuru iğnenin batırılıp çıkartılmasıyla en hassas sinir uçlarıyla karşılaşılır. Kuru iğneyle yüksek basınç uygulaması veya mekanik uyarıların yapılması kas içindeki çok hassas sinir uçlarının ve ağrı alıcılarının(reseptör) yangısına ( inflmasyon ) neden olur. Lokal seğirme ( twitch response ) yanıtı oluşturarak tetik noktaya güçlü bir uyarı göndererek ağrının geçmesini sağlar. İlginç olarak ağrılı kasa yapılan kuru iğne tedavisiyle karşı taraf kasta da lokal seğirme yanıtı alınır. Kuru iğne tedavisi, tetik noktadaki hassas sinir uçlarını uyarır ve omuriliğe duyusal girdi olur bu da spinal refleksle oluşan lokal seyirme yanıtına neden olur. Tek taraflı kuru iğne yaparken iki taraflı seyirme yanıtının alınması problemin sadece periferik kas kaynaklı olmadığını merkezi sinir sisteminde bir anormallik olduğunu gösterir.  

Bu nedenle, miyofasiyal ağrı sendromları kapsamında, kuru iğneler muhtemelen hem kas hem de bağ dokusu ile temas eder. Tetik noktaya sokulan kuru iğne küçük sinir uçlarına dokunarak ağrıyı azaltır. Kuru iğne sadece tetik noktayı değil kas, sinir, bağ dokusunu da kapsamalıdır.

Kuru İğnenin Biyomekanik, Kimyasal, Endokrinolojik Ve Vasküler Etkileri

Kuru iğne tedavisinin biyomekanik, kimyasal ve vasküler etkileri hem yüzeyel (kas-dışı) hem de derin kas içi uygulamada iyi belgelenmiştir. Kas olmayan bölgelere yapılan tedavilerde mikro dolaşımın arttığı görülür. Direk kasa yapıldığında da kasa giden kan akımının artışı lazer dopler flowmetre ile gösterilmiştir. Kan akımının azalmasına bağlı olarak mikro dolaşımın azalması ağrıyla yakından ilişkilidir. Kuru iğne tedavisi beta- endorfin düzeyini artırmaktadır. Pek çok endorfin türü vardır; beta endorfin vücudun kendi ürettiği doğal ağrı kesicidir. Kuru iğne tedavisiyle kortizon seviyesi de azalmaktadır.

Kuru İğne Tedavisi Hangi Hastalıklarda Kullanılır?

  • Eklem ağrıları
  • Fibromiyalji
  • Boyun, sırt ve bel ağrıları
  • Duruş bozukluğu(postür bozukluğuna) bağlı ağrılar
  • Adduktor tendinit( kasık çekmesi)
  • Boyun ve bel fıtığı
  • Karpal tünel sendromu gibi sinir sıkışmaları
  • Nörapatik ağrı
  • Kas romatizması(miyofasiyal ağrı sendromu)
  • Kireçlenme(osteoartrit)
  • Omuz sıkışma sendromu
  • Tenisçi dirseği, golfçu dirseği gibi kas tendon problemleri
  • Kol ve bacak ağrıları
  • Omuz ağrısı
  • Dirsek ağrısı
  • Ayak ağrısı
  • Başağrısı
  • Kas gerilmeleri
  • Kas düğümlenmeleri
  • Diz ağrısı başta olmak üzere her türlü eklem ağrısı
  • Topuk dikeni
  • Topuk ağrısı
  • Diz kireçlenmesi
  • Kalça kireçlenmesi
  • Omuz kas yırtıkları
  • Menisküs yırtığı
  • Priformis sendromu
  • Fibrozit
  • Omuz impingment sendromu(omuz sıkışma sendromu)
  • Kas krampları
  • Boyun düzleşmesi
  • Bel düzleşmesi
  • Omurga eğrilikleri
  • Duruş bozuklukları
  • Bel kayması
  • Faset eklem sendromu
  • Bel tutulması
  • Boyun tutulması
  • Siyatik ağrısı(siyatalji)
  • Spor yaralanmaları ve rehabilitasyonu
  • Travma sonrası omurga ağrıları
  • Kalça ağrıları

Kuru İğne Tedavisi Nasil Yapılır?

Yüzeyel kuru iğne veya derin kuru iğne olarak uygulanır. Problemli bölgeyi hekim eliyle sabitleyerek iğneyi batırır. Tedavide kullanılan iğne sayısı hastanın durumuna göre değişir. Iğne dokuya yerleştirildikten sonra 5 dakika ile 30 dakika arasında kalır. Işlem bittikten sonra iğneler çıkarılır, hasta günlük hayatına döner.

Kuru İğne Tedavisinin Yan Etkisi Var Mıdır?

Kuru iğne tedavisinda her hangi bir ilaç kullanılmadığı için allerjik reaksiyonlar, ilaç etkileşimi gibi yan etkiler görülmez. Kuru iğne tedavisinde uygulayıcı her zaman hekim olmalıdır. Tedavi bölgesi, ayrıntılı muayene sonucu karar verilerek en güvenli şekilde uygulanmalıdır.

Kuru İğne Tedavisi Kaç Seans Yapılır?

Kuru iğne tedavisine ayrıntılı fonksiyonel muayane yapıldıktan sonra karar verilir. 3-10 seans arasında olabilir. Hasta şikayeti yeni başlangıçlı ise yani akut başlamışsa 3 seanslık tedavi yeterlidir. Ama kronikse yani 6 haftadan uzun süredir varsa 10 seansa kadar uzayabilir. Manuel terapi, nöral terapi, egzesiz, kinezyo ağrı bandı gibi tedavi yöntemleriyle birlikte uygulandığında seans sayısı azalmakta ve başarısı yükselmektedir. Hastanın yaşı, mevcut başka hastalıklarının varlığı seans sayısını etkileyen diğer faktörlerdir.

Bu sayfadaki bilgiler kişiseden kişiye farklılık göstermektedir.